|
||
Şahin; Ülkemizin aydınlık geleceğini inşaa etmek zorundayız. | ||
Şahin; Ülkemizin aydınlık geleceğini inşaa etmek zorundayız. | ||
AKTUALİTE Haberi | ||
![]() |
||
TMMOB’DAN ADANA’DA YEREL KURULTAY Adana Yerel Kurultayında, TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının güncel sorunları ile çözüm önerileri görüşüldü Adana İKK Sekreteri Kerem Şahin, “Bizler, bilimden ve teknikten vazgeçmeden ülkemizin aydınlık geleceğini inşaa etmek zorundayız.” dedi ADANA-TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının güncel sorunları ve çözüm önerileri Adana Yerel Kurultayında ele alındı. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde Divan Başkanlığımı TMMOB Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Hüseyin Atıcı, yazmanlıklarını Peyzaj Mimarları Odasından Özlem Aytok ve İnşaat Mühendisleri Odasından Hava Basit’in yaptığı Adana Yerel Kurultayında TMMOB Adana İKK Sekreteri Kerem Şahin, TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Sefa Apaydın, CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Emekliler Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Mahinur Şahbaz, Adana Kent Konseyi Başkanı Haşmet Biçer ile Seyhan Belediyesi Meclis Üyesi Halil Çağdaş Kaya söz alarak birer konuşma yaptı. TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Kerem Şahin, Adana Yerel Kurultayının, mühendis, mimar ve şehir plancılarının çalışma yaşamlarında ve sosyal hayatta uğradıkları hak kayıplarını, değersizleştirmeyi ve mesleklerinin ülkemiz için önemini gündeme getirmek amacıyla düzenlediklerini söyledi. Adana İKK Sekreteri Kerem Şahin şöyle konuştu: “Bir ülkede hukuk, yalnızca erklerin elindeyse ve fütursuzca kullanılıyorsa orada adaletten söz etmemiz mümkün değildir. Ve bu sebeple ne yazık ki orada sadece mühendislerin, mimarların ve şehir plancıların değil hiçbir meslek grubunun hakkının korunabilmesi ve devamında güvence altına alınabilmesi söz konusu olmayacaktır. Bizler, bu ülkenin olanaklarıyla eğitim görüp yetişmiş mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak biliyoruz ki ülkemizin kalkınması ve gelişmesinde, halkımızın gönenci ve mutluluğunda, daha da önemlisi demokratik, eşit ve adil bir düzende yaşamakta, ürettiğimiz bilgi ve tekniğin ayrıcalıklı bir yeri vardır. Bu nedenle mesleklerimizle, meslek alanlarımızla ilgili her sorunun aynı zamanda bir gelecek meselesi olduğunu tüm meslektaşlarımız her ortamda vurgulamakta, Birliğimiz tüm çalışma ve etkinliklerinde bu meseleyi gündeme getirmektedir. Bitmek bilmeyen krizler döngüsünün ve tüm yurttaşların olduğu gibi bizlerin de sırtına yüklenen ekonomik darboğazın meslek alanlarımıza etkileri son derece acımasızdır. Üretim ve kalkınmaya dönük her çalışma alanın siyasal iktidar eliyle daraltılması, mesleklerimizin değersizleştirilmesine, meslektaşlarımızın itibarlarının zedelenmesine yol açmış; bir dönemin en gözde meslekleri sayılan mühendislik, mimarlık ve plancılık artık neredeyse işsizliğin simgesi haline gelmiştir. Bugün gelinen noktada bu düzenin en yıkıcı biçimini mevcut iktidarın politikalarıyla deneyimlemeyi sürdürüyoruz. Sanayi tesisleri, enerji santralları, petrokimya ve demir-çelik tesislerimiz, tarımda üretime dayalı kuruluşlarımız, teknik hizmetler altyapımız sistematik olarak elden çıkarılmıştır. Tüm alanlarda ithalat ve fason üretime, taşeronlaşmaya, kamu ve halka ait arazi ve mülklerin yağmalanmasına dayalı rant eksenli bir ekonomi inşa edilmiştir. Sahip olduğumuz tüm varlıklar bir bir satılıp kamusal hizmetler piyasaya devredilirken ülkemizin ve halkımızın ortak geleceği hiçe sayılmıştır. Bu rant ekonomisi her türlü denetim ve gözetimden muaftır. Sermayenin kâr ve rant hırsına ortaklık eden siyasi iktidar, demokratik haklarımızı, hukukun üstünlüğünü, anayasayı rafa kaldırarak hiçbir toplumsal muhalefetin yükselmesine müsaade etmemektedir. Meslek alanlarımızın neredeyse tamamı ticarileşmiş, mesleklerimizin toplumsal niteliği aşındırılmıştır. Bu olumsuz gidişe örgütlü gücüyle karşı çıkan Birliğimiz pek çok kez mevcut iktidarın hedefi olmuş, yasal hakları törpülenerek yetkileri kısıtlanmak istenmiştir. Kamuda ve özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama, denetleme işlerini yapan meslektaşlarımız ekonomik kriz koşullarından en çok etkilenen kesimler arasında yer almaktadır. Kamu çalışanlarının kaderi, iktidarın keyfi uygulamaları ile belirlenmektedir. Yapılan atamalara liyakat temelinde değil; yandaşlık ve keyfiyet temelinde gerçekleştirilmektedir. Kamuda çalışanlar arasında eşit işe eşit ücret, eşit statü tanınmamaktadır. Hem kurumlar arasında hem de en düşük ve en yüksek ücretlerde fark giderek artmış, ücret adaleti ortadan kalkmıştır. Ücretli çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşulları kriz derinleştikçe daha da zorlaşmaktadır. İşten çıkarılma tehdidini her zaman yanı başında hisseden ücretli çalışan meslektaşlarımız kriz koşullarında ilk gözden çıkarılacaklar listesinde bulunmaktadır. İşsizlik bugün her meslektaşımızın kabusu olmaktadır. Düşük ücretlerle esnek, güvencesiz ve sağlıksız koşullarda çalışma mecburiyetinin hatırlatıcısı olarak meslektaşlarımız üzerinde açık bir tehdit oluşturmaktadır. Bunlara ek olarak, pek çok mühendis, mimar ve şehir plancısı arkadaşımız mesleki yetersizlik sorunları; fazla mesailerde ücret verilmemesi, fazla çalıştırma, iş saatleri ihlali; sosyal hak ihlalleri ve özlük haklarına yönelik sorunlarla yüz yüzedir. Bu durum mesleklerimizin kamucu özelliklerinin azalmasına neden olmaktadır. Nitelikli bir eğitim alan, köklü üniversitelerden iyi derecelerle mezun olmuş birçok genç meslektaşımız, mecbur bırakıldıkları koşullar içerisinde mesleki, maddi ve sosyal tatminsizlik nedeniyle geleceğini yurt dışında aramaktadır. Hepiniz hatırlarsınız meslek alanlarımız ve meslektaşlarımız için gerçekleştirdiğimiz ‘Boşuna mı Okuduk?’ kampanyası esnasında da gördük ki genç meslektaşlarımız güvenceli bir geleceğe sahip olamadıkları için başka başka işleri dahi yapmayı göze alarak yurtdışına gitmeyi bir kaçış, umut kapısı olarak görmektedir. Krizin yarattığı işsizlik, borçlanma ve yoksullaşma sarmalından en fazla etkilenen arkadaşlarımızın başında, emeğini ve bilgi birikimini bu ülke için yıllarca alın teriyle birleştiren, emekli meslektaşlarımız yer almaktadır. Ülkenin dört bir yanındaki emekliler gibi meslektaşlarımızda emeklilik yaşında açlığa ve yoksulluğa mahkum edilmektedir. İş güvenliği uzmanı meslektaşlarımız, siyasi iktidarın umursamazlığı nedeniyle haklarını koruyacak yasal düzenlemelerden ve hukuki güvenceden yoksun bırakılmaktadır. Bilirkişilik alanı kaos içerisindedir. Mevzuat değişimi, dosyalar üzerinde oluşan tekelleşme, siyasi yandaşların ve ehliyetsiz kişilerin bilirkişi olarak atanması hem adaletin sağlanmasını hem de mesleğin kamusal içeriğini ortadan kaldırmaktadır. Engelli bireyler eğitim, sağlık, barınma, ulaşım, istihdam gibi temel haklara erişimde ciddi sorunlarla karşılaşmaktadır. Engelli yurttaşların bağımsız ve eşit bir yaşam sürmesi neredeyse olanaksız hale gelmektedir. Siyasi iktidarın artan cinsiyetçi politikaları sonucu kadın meslektaşlarımız çalışma yaşamlarında ücret eşitsizliği ve ayrımcılık gibi birçok engelle karşılaşmaktadır. Bütün bu çoklu krizlerin yükünü yaşamlarında iki kat hmektedirler. SORUMLULUĞUMUZ ÇOK Gelinen noktada sorumluluğumuz çoktur. Bizler bu ülkenin aydınlık geleceği olan mühendisler mimarlar ve şehir plancıları olarak, bilimden ve teknikten vazgeçmeden ülkemizin aydınlık geleceğini inşaa etmek zorundayız. 23 yıldır iktidarda olan, uzun süredir ülkede tek adam yönetiminin egemen olduğu bir siyasi ve hukuki ortamda elbette ki mücadelemiz kolay değildir. Ancak bizler, her türlü zorluğa karşı direnerek bugünlere ulaştık. Bundan sonra da ülkemizin çağdaş, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olarak varlığını sürdürebilmesi adına daha çok emek vereceğiz.”
|
||
|
||
Etiketler: Şahin;, Ülkemizin, aydınlık, geleceğini, inşaa, etmek, zorundayız., |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.